Wilson İlkeleri Nelerdir? Amaçları ve Önemi Nedir?

Wilson İlkeleri Nelerdir? Wilson İlkeleri (Prensipleri) adını ABD Başkanı Woodrow Wilson’dan alan ilkeler topluluğudur. Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminde bu ilkeler, ABD Başkanı tarafından on dört madde halinde listelenmiş ve ilk kez 8 Ocak 1918 tarihinde ABD Kongresi’nde dile getirilmiştir. Sonrasında hem İtilaf Devletleri’ne hem de İttifak Devletleri’ne sunulmuştur. Wilson İlkeleri genel itibariyle tarafsız görünmektedir. Oysa asıl amacının, galip gelen İtilaf Devletleri’nin daha da güçlenmesini engellemek olduğu bilinmektedir.

Çünkü güçlenirlerse, ABD’ye rakip olabileceklerdi. Ayrıca, Birinci Dünya Savaşı’nın Avrupa ekonomisini etkilediği kadar ABD ekonomisini de etkilediğini gören ABD, bu savaşın ve krizin bir an önce bitmesini amaçlamıştır. ABD Başkanı tarafından hazırlanan Wilson İlkeleri, ABD’nin işte bu amacına hizmet etmiştir.

Wilson İlkeleri kısa süreli bir barışa yol açmasına rağmen, uluslararası platformda devletlerin birbiriyle olan sorunlarını tam manasıyla çözmekte etkisiz kaldı. Bunun sonucunda, 1. Dünya Savaşı’nın bitmesinden sadece bir sene sonra Türk ordusu, kendisine yapılan saldırılara karşı kendi ülkesini ve halkını korumak zorunda kalarak bir diğer savaşı, Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Daha sonrasında ise II. Dünya Savaşı’nın başlaması , Wilson İlkeleri’nin bütün sorunları o dönemde tamamen çözemediğinden kaynaklanmıştır.

Wilson İlkeleri Nelerdir? (8 Ocak 1918)

ilson İlkeleri Nelerdir
ilson İlkeleri Nelerdir

Wilson İlkeleri İngilizcede “On Dört Nokta” anlamına gelen Fourteen Points olarak da adlandırılmaktadır. Woodrow Wilson tarafından hazırlanan Wilson İlkeleri’ni maddeler halinde inceleyelim.

1- Bir açıklık içinde varılmış barış anlaşmalarından dışında hiçbir özel uluslararası anlaşmaya gidilmeyecek ve devletler arası anlaşmalarda açıklık ilkesine uyulacak. Buna göre gizli antlaşmalara son verilmeli, barış görüşmeleri kamuoyuna açık olarak yapılmalı ve görüşmeler sonunda varılacak antlaşmanın hükümleri de yine açık olmalıdır.

2- Denizlerin uluslararası sözleşmeler gereğince bütünüyle ya da kısmen kapatılabilmesi dışında, savaşta ve barışta karasuları haricindeki bütün denizlerde mutlak serbestlik sağlanacaktır.

3- Barışı onaylayan ve korumak için anlaşan ülkeler arasındaki tüm ekonomik engeller olabildiğince kaldırılacak ve ticaretin eşitlik temelinde yürütülmesi ve serbestliği sağlanacak.

4- Her ülkede silahsızlanma çalışması başlatılacak. Bu doğrultuda silah gücünün iç güvenliği sağlamaya yetecek düzeye indirilmesi için yeterli güvenceler karşılıklı olarak verilecek.

5- Sömürgelerin bütün talepleri serbest, açık görüşlü ve tamamen tarafsız bir yaklaşımla ele alınacak, bu tür egemenlik sorunlarının çözümünde söz konusu halkların çıkarlarıyla egemenliği tartışılan devletin adilane taleplerinin eşit ağırlık taşıması ilkesine uyulacaktır.

6- Rusya İmparatorluğu’nun bünyesinde olan bütün topraklardan yabancı askerler çekilecek, Rusya’yı ilgilendiren bütün sorunlar, kendi siyasal değişimlerini ve ulusal politikalarını bağımsızca belirlemesine imkan verecek şekilde dünyanın öbür uluslarının en uygun ve özgür işbirliğiyle çözülmesi sağlanacak.

7- Yabancı askerler Belçika’dan çekilecek ve bu ülke hiçbir kısıtlama olmaksızın bütün diğer özgür ulusların sahip olduğu özgürlük haklarına yeniden kavuşacak. Bunun gerçekleşmesi, ulusların aralarında olan ilişkilerini düzenlemek amacıyla belirledikleri kurallara duydukları güvenin yeniden sağlanmasında büyük rol oynayacaktır. Aradaki bu ilişki düzeltmesi yapılmadan uluslararası hukukun yapısı ve geçerliliği zarar görmüş olacaktır.

8- Bütün Fransız toprakları özgürlüğüne kavuşacak ve işgal edilen kesimler geri verilecek. 1871’de Alsace-Lorraine konusunda Fransa’ya Prusya tarafından yapılan, yaklaşık elli yıldır dünyada istikrarlı bir barışın kurulmasını önleyen haksızlığın önüne geçilecek.

9- İtalya’nın sınırları, açıkça belirlenmiş ulusal sınırlar temelinde yeniden çizilecek.

10- Avusturya-Macaristan halklarının uluslararasındaki yeri korunacak ve güvence altına alınacak.

11- Yabancı askerler Romanya, Sırbistan ve Karadağ’dan çekilecek, işgal edilen topraklar geri verilecek. Sırbistan’a denize serbest ve güvenlikli çıkış sağlanacak. Bazı Balkan devletleri arasındaki ilişkiler tarihsel bağlılık ve ulusal sınırlar temelinde dostça görüşmeler yoluyla yürütülecek. Balkan devletlerinin siyasal ve ekonomik özgürlükleriyle toprak bütünlüğüne ilişkin uluslararası güvenceler anlaşmada yer alacak.

12- Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınacak, Türk yönetimindeki öbür uluslara ise her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir bağımsızlık sağlanacak. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası teminatlar eşliğinde gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulacak.

13- Polonyalıların yaşadığı toprakları içine alacak bağımsız bir Polonya devleti kurulacak, bu devletin denize serbest ve güvenli seferi sağlanacak, siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğü de uluslararası sözleşmeyle güvenceye alınacak.

14- Büyük küçük bütün devletlerin siyasal bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü konusunda karşılıklı güvence sağlamak üzere özel sözleşmelerle bütün ulusları içine alan bir birlik oluşturulmalıdır.

Wilson İlkeleri’nin Amaçları Nelerdir?

Elbette Wilson İlkeleri’nin de kendine özgü amaçları vardır. Ve daha çok ABD çıkarlarına hizmet etmektedir. Woodrow Wilson tarafından açık açık belirtilmese bile diğer devletler bu ilkelerin bazı “gizli” amaçlarını dile getirmişlerdir. O iddialardan bazıları şu şekildedir;

  • Birinci maddenin asıl amacı, Avrupa Devletleri’nin yeni sömürgelere sahip olmasını engellemektir. Böylece Avrupa Devletleri daha fazla güçlenemeyecek ve ABD için olası bir rakip haline gelemeyecektir.
  • Devletler arasındaki antlaşmaların açık diplomasi esası uygulanması şartı ile ABD’den habersiz yapılan ya da sonradan yapılacak olan gizli antlaşmaların tamamı geçersiz sayılmıştır. Böylece ABD, ülkeler arasında yapılan her türlü antlaşmayı öğrenebilme şansı kazanmış ve gerektiğinde müdahale etme hakkını kullanmaya çalışmıştır. Ancak bu madde hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanamamıştır.

  • Osmanlı İmparatorluğu’nda Türklerin yaşadığı alanlarda egemenliğin Türklere verilecek olması, Osmanlı Devleti’ni resmen yok olmaktan kurtarmakla birlikte, İmparatorluğun toprak genişliğini ve nüfus gücünü büyük ölçüde baltalamıştır. Çünkü diğer bölgelerde bölge halkı kendi devletini kurma şansı yakalamıştır.
  • Ancak, Türklerin yaşadığı bölgelerin Avrupalılar tarafından işgal edilmeye kalkışılması, Wilson İlkeleri’ni kendine hukuki dayanak gösteren Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Bağımsızlık Hareketi’ni ve Kurtuluş Savaşı’nı uluslararası platformda “haklı” konumuna düşürmüştür.

Wilson İlkeleri’nin Önemi Nedir?

Wilson İlkeleri’nin bilinen ve bilinmeyen gizli amaçları ile birlikte, pek çok önemli yanı da bulunmaktadır. Bunlardan en önemli 2 tanesi şöyledir; savaşta yenilmesine rağmen bu ilkelere göre çok büyük darbeler almayacağını gören ve savaş tazminatı vermeyeceğini bilen İttifak Devletleri, mütarekeyi imzalamaktan çekinmedi. Böylece bir dünya savaşı sona erdi.

O dönemde var olan pek çok İmparatorluk çöküş sürecine girdi. Bu olay da, kendisine ait yeni bir devlet kurmak isteyen etnik azınlık gruplar için çok büyük bir önem arz etti. Wilson İlkeleri, Birinci Dünya Savaşı’nın tek, kapsamlı savaş amaçları bildirisi niteliğini taşıyan bir genelgedir. 19. yüzyılda Başkan Wilson’un da aralarında bulunduğu bazı isimlerin ilerlemecilik siyasi felsefesinin benimsediği ve bunu dış politikalara da uyarlamak istedikleri şeklinde yorumlanmaktadır.

Söz konusu maddeler ile Thomas Woodrow Wilson Amerikan kamuoyuna; “Biz Avrupa devletlerinin kendi aralarında yaptıkları gizli paylaşım antlaşmalarını onaylamıyoruz; barışçı ve âdil amaçlar uğruna savaşıyoruz” mesajını vermektedir.

Tarihçilerin yaptığı değerlendirmeye göre söz konusu prensiplerde yer alan bazı maddeler; Rusya’nın Almanya ile ayrı barış yapması engellemeyi amaçlıyordu. Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluklarının sınırları içinde yaşayan halklara özerk  gelişim vaat edilmiştir.

Ancak beşinci ve altıncı maddeler göz önünde bulundurulduğunda bu iki İmparatorluk bünyesinde yaşayan halkların merkezi yönetimlerine karşı ayaklanmaya kışkırtılmalarının amaçlandığı söylenebilir.

Denizlerin serbestçe kullanılması ve ticarette eşitlik hakkının kazanılmasını içeren maddenin büyük bir ekonomik güce ve sermaye birikimine sahip olan ABD’nin bu gücünü kullanarak dünya çapında ekonomik etkinlik kurması için atıldığı adımlar olduğu açıkça görülmektedir. Peki, bu ilkelerin Osmanlı üzerinde nasıl etkileri olmuştur? Wilson Prensipleri’nin Osmanlı üzerindeki etkilerini kısaca şu şekilde özetleyebiliriz;

  • Türklere, nüfus olarak çoğunluk oluşturdukları bölgelerde egemenliklerini tanıma hakkı sağlandı.
  • Osmanlı yönetimi altındaki Türk olmayan unsurlara özerk gelişim olanağı sağlandı.
  • Çanakkale Boğazı’nın uluslararası güvenceler altında tüm devletlerin gemilerine ve ticaretine açılması sağlandı.

Göz Atın!

Türkiye’nin Yeryüzü Şekilleri ve Özellikleri

Türkiye’nin Yeryüzü Şekilleri Yer şekilleri dediğimiz oluşumlar; rüzgarlar, seller, volkanik patlamalar, depremler, heyelanlar, buzulların erimesi …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir