Halit Ziya Uşaklıgil’in Hayatı, Eserleri ve Edebi Kişiliği

Halit Ziya Uşaklıgil’in Hayatı

Servet-i Fünun romancılarından olan Halit Ziya Uşaklıgil, ilk büyük Türk romanı olarak kabul edilen  Aşk-ı Memnu’yu yazmış ve Türk romanının gerçek anlamda batılı bir kimlik kazanmasında önemli katkısı olmuş bir yazardır

Servet-i Fünun romancılarından olan Halit Ziya Uşaklıgil,  İstanbul’da doğmuştur. Babası Halil Efendi, Uşak’tan İzmir’e göçen ve halı ticaretiyle uğraşan zengin bir ailenin mensubuydu.  Halit Ziya ailenin üçüncü çocuğu olarak İstanbul’un Eyüp semtinde doğmuştu.

Mahalle mektebini bitirdikten sonra Fatih Askeri Rüştiyesi’nde okudu. 93 Harbi ile birlikte babasının işleri bozuldu ve aile İzmir’e yerleşti. Halit Ziya öğrenimine İzmir Rüştiyesi’nde devam etti. Daha sonra Ermeni Katolik rahiplerinin çocuklarının devam ettiği yatılı bir okula girdi ve böylece hem Fransızcasını geliştirdi hem de Fransız edebiyatını tanıma fırsatını değerlendirdi.

Halit Ziya Uşaklıgil, bir süre Fransızcadan çeviri denemeleri yaptı.  İzmir’de öğrenciyken yazılarını yayımlamaya başlamıştı.  İstanbul’da çıkan Hazine-i Evrak adlı önemli bir dergide ise “Mehmet Halit” adıyla çeşitli yazıları yayımlandı. Hazîne-i Evrak’ta çıkan “Deniz Danası” adlı yazı onun ilk yazısıdır.  “Aşkımın Mezarı” adlı ilk edebi yazısı ise Tercüman-ı Hakikat’te yayımlandı. 1884’te Envâr-ı Zekâ’ya Fransızcadan çeviriler yaptı. Tevfik Nevzat, Halit Ziya ve Bıçakçızâde Hakkı üçlüsü “Nevruz” adlı bir dergi çıkardı. Nevruz’da Alfred de Musset, Victor Hugo gibi Fransız romantiklerin eserlerinin çevirilerine yer verildi. Dergi eki olarak George Ohnet’nin “Demirhane Müdürü” adlı romanını yayımladı.

Hariciyeci olmak amacıyla İstanbul’a giden Halit Ziya’nın başvurusu kabul edilmedi.  Ancak İstanbul’da iken Fransız edebiyat tarihi hakkında uzun zamandır yazmak istediği kitabı yazdı. Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransa Edebiyatının Numune ve Tarihi adlı kitabı 1885 yılında basıldı. Türkçe yazılmış ilk Fransız edebiyatı tarihi eseri olma özelliğine sahip bu kitap aynı zamanda Halit Ziya’nın ilk basılı eseridir. Tekrar İzmir’e döner ve İzmir Rüştiyesi’nde Fransızca öğretmenliğine başlar. Bir üre sonra da İzmir İdadisi’nde Fransızcanın yanı sıra Türk Edebiyatı dersleri de vermiştir.

Hizmet Gazetesi Halit Ziya Uşaklıgil

Arkadaşı Tevfik Nevzat ile birlikte 1886 yılında “Hizmet” adlı bir gazete çıkardılar. Hizmet Gazetesi, vali Halil Rıfat Paşa’nın himayesinde yayımlanmış ve şehrin kültür sanat yaşamına canlılık getirmişti.  Halit Ziya’nın ilk eserlerinden olan “Nemide” (1889), “Bir Ölünün Defteri” (1889), “Ferdi ve Şürekâsı” (1894) bu gazetede tefrika edilmişti.  Oldukça duygusal olan bu kısa romanlardan sonra 1885 yılında “Sefile” adlı ilk romanı dizi olarak yayımlamaya başladı. Ancak  eser ahlaka aykırı olduğu gerekçesi ile yasaklandı. Bu nedenle Sefile  adlı roman kitap haline gelmemişti.  Sefile, masum bir genç kızın aldatılışını ve onun acılarını anlatmaktaydı.

Halit Ziya’nın romanları büyük ilgi görüyordu. Bu arada aynı şekilde mensur şiirleri de yankı bulmuştu. Recaizade Mahmut Ekrem, Hizmet’e bir kutlama yazısı göndererek onun yeteneğini övmüştü Halit Ziya Uşaklıgil, dünya edebiyatı ve tiyatro tarihi hakkında yazı dizileri hazırlamıştı. Bu arada realizmi övüp, romantizmin temsilcisi Ahmet Mithat Efendi’yi eleştirdiği dizi yazılar yayımlamıştır.

Halit Ziya Uşaklıgil’in annesi Bediye Hanım, 1888’de hayatını kaybetti.  1889’da amcası ile birlikte Uluslararası Paris Sergisi’ne gitti. Gezi izlenimlerini Hizmet ve Tarîk’e gönderdiği mektuplarda anlattı. Aynı yılın sonunda Fatma Memnune Hanım’la evlendi. Halit Ziya’nın bu evlilikten 6 çocuğu dünyaya gelmiştir: Vedide, Bihin, Sadun, Güzin, Vedad ve Bülend. İlk çocuğu Vedide’yi geçirdiği bir hastalık sonucu kaybetti. Aynı şekilde Sadun ve Güzin’i de küçük yaşta kaybedecek, oğlu Vedat ise 33 yaşında trajik bir intiharla hayatına son verecektir. Halit Ziya, Sadun için Kırık Oyuncak, Güzin için Kırık Hayatlar ve Vedad için “Bir Acı Hikaye” adlı kitapları yazmıştır.

Servet-i Fünun Halit Ziya Uşaklıgil

Halit Ziya Uşaklıgil,  kendisine gelen Reji Genel Müdürlüğü’nde başkâtiplik teklifini kabul edererk İstanbul’a gitti.  16 yıl çalıştığı bu iş sırasında zamanının çoğunu okuma ve yazmaya ayırabiliyordu. Bu süreçte Recaizade Mahmut Ekrem’in kanalıyla Edebiyat-ı Cedide adlı edebiyat topluluğuna katılarak topluluğun en önemli isimlerinden birisi oldu.  Topluluğun çıkardığı Servet-i Fünun Dergisi’nde yazılar, hikâyeler, romanlar yayımladı. Adını Türk edebiyat tarihine altın harflerle yazdıran büyük romanlarını bu topluluk içinde verdi.

Mai ve Siyah, 1897 yılında Servet-i Fünun’da tefrika edilmiş ve bu eser onu Edebiyât-ı Cedîde’nin tartışmasız en önemli romancı ve hikâyecisi yapmıştır.

İlk büyük Türk romanı olarak kabul gören Aşk-ı Memnu’yu 1898-1900 yılları arasında yazdı. Aşk-ı Memnu’da, zengin bir adamın genç ve güzel karısının yasak bir aşka sürüklenişini gerçekçi bir biçimde, olayın psikolojik nedenleri üzerinde durarak anlattı.

Mai ve Siyah’ ın gördüğü büyük ilgi nedeniyle tiraji yüksek İkdam ve Sabah gazeteleri Halit Ziya’dan yazı istemiştir. Bir süre bu gazetelerde yazılar yayımlamıştır. Servet-i Fünun’da yazan İsmail Safa’nın sürgüne gönderilmesi ile birlikte sadece roman tefrika etmiş başka hiç yazı yayımlamamıştır.

Halit Ziya Uşaklıgil, 1901’de Kırık Hayatlar adlı romanı tefrika edilmekte iken Hüseyin Cahit’in “Edebiyat ve Hukuk” adlı yazısı nedeniyle Servet-i Fünun kapatıldı ve topluluk dağıldı.

Servet-i Fünun kapatılınca, Halit Ziya’da bir süre yazın dünyasından uzak kalmıştır. O sıralarda Rum ve Ermenilerin yaşadığı bir balıkçı köyü olan Ayastefanos’a (bugünkü Yeşilköy semt) yerleşti.Eserlerinden bazılarını bu sırada kitap haline getirerek yayımladı.

II. Meşrutiyet Dönemi’nde Halid Ziya Uşaklıgil

Meşrutiyet’le birlikte sanat ve düşünce yaşamı canlandı. Bu durum Halit Ziya’yı da olumlu etkiledi. Birçok gazete ve dergide yazıları yayımlandı.  II. Abdülhamit döneminin “istibdat yılları” olarak anılan son yıllarını anlatan “Nesl-i Ahir” adlı romanı, Sabah gazetesinde tefrika edildi.

Sultan Reşat’ın tahta çıkmasından sonra İttihat ve Terakki hükümeti tarafından mabeyn başkatibi olarak sarayda görevlendirildi. Bu görevdeyken yazmayı uygun görmedi ve yazılarına ara verdi. Görevi gereği padişahla gezilere çıktı. 1911’de Âyân Meclisi üyesi oldu.

Cumhuriyet Dönemi’nde Halid Ziya Uşaklıgil

Milli mücadele sırasında İkdam Gazetesi’nde yazıları yayımlandı. Cumhuriyet döneminde kendisini tamamen edebiyata verdi. Cumhuriyetin ilk yıllarında devletin şekillenmesini uzaktan izledi ve fazla eser vermedi.

1930’larda yazı hayatına büyük bir canlılıkla döndü. Cumhuriyet ve Son Posta gazetelerinde yazıları yayımlandı. Özellikle hatıra tarzında yazılarıyla edebiyat dünyasında aktüel bir isim haline geldi.

Dil devrimi’ne gönülden inanan yazarın I. Türk Dili Kurultayı’nda (26 Eylül 1932) sunduğu, Türkçe’nin geçirdiği evreleri ve dil sevgisini sanatkârane bir üslûpla dile getiren bildiri çok ses getirdi. Bazı eserlerini sadeleştirdi ve Latin harfleriyle yeniden yayımladı.

1937’de Tiran elçiliğinde görevli oğlu Halil Vedat’ın 33 yaşında intihar etmesi üzerine büyük bir yasa girdi. Acısını, yazmakla hafifletmeyi seçti. Her türlü tedaviyi reddettiği uzun bir hastalığın ardından 27 Mart1945’te hayatını kaybetti. Bakırköy mezarlığında oğlu Halil Vedat’ın yanına gömüldü.

Halit Ziya Uşaklıgil’in Edebi Kişiliği

Altmış yıllık yazı hayatında şiir dışında pek çok eser kaleme alan Halit Ziya modern Türk edebiyatına romanları ve hikayeleriyle damgasını vurmuş bir yazardır. Türk romanının büyük ustası olarak kabul edilir.

Romanlarında olaya dayanan anlatım yerine kahramanların iç dünyasını sanatkârane üslûpla tahlile dayanan yeni bir anlayış benimsenmiştir. Eserlerinde toplumsal mesaj verme kaygısı taşımaz. Romanı, insanın iç dünyasına ait bir tür olarak görmüştür.

Hikâye türünün de Türk edebiyatındaki ilk gerçek temsilcisi olarak kabul edilir. Hikâyeleri, romanlarına oranla daha doğal ve yerlidir.

Halit Ziya, Türk edebiyatında anı türünde en çok eser vermiş yazarlardandır.

Halit Ziya Uşaklıgil’in Eserleri

Romanları
Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Sefile, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Nesl -i Ahir, Kezban-ı Kopya

Hikayeleri
Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası, Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Nakıl, Bu Muydu, Heyhat, Küçük Fıkralar, Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, Bir Şi’r-i Hayal, Sepette Bulunmuş, Bir Hikâye-i Sevda, Hepsinden Acı, Onu Beklerken, Aşka Dairdi, İhtiyar Dost , Kadın Pençesi, İzmir Hikâyesi, Kar Yağarken

Büyük Hikâyeler
Heyhat; Bu muydu?

Oyunlar
Firuzan, Kâbus, Fare

Hatıraları
Kırk Yıl, Bir Acı Hikâye, Saray ve Ötesi

Gezi Yazıları
Almanya Mektupları, Alman Hayatı

Deneme
Sanata Dair

Mensur Şiir
Mezardan Sesler, Mensur Şiirler

Ansiklopedik Kitapçıklar
Hamil, Va’z-ı Hamil; Mebhas-ül Kıhf; İlm-i Simya; Bukalemun-ı Kimya.

www.aykutsaritas.com


Göz Atın!

Tarık Buğra Kimdir? Kısaca Hayatı ve Eserleri

Tarık Buğra Kimdir? (2 Eylül 1918 – 26 Şubat 1994) Tarık Buğra,  1918’de Akşehir’de doğdu. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir